Pages

  • ANA SAYFA
instagram twitter youtube

şiir şifâdır

    • ANA SAYFA
    Devamını Oku




    Mert Mevlüt Gökçe

    RESMİ SONUÇLAR

    Osman Konuk'a

    Nerede bulut nerede yağmur
    Ölüm ilanıyla kayıp ilanı arasındaki fark 
    Birinde bulutlar gelir yağmur yağar 
    Birinde yağmur gelir yağar bulutlar

    Bir isim bir isme değiyor gökyüzüne bak
    Bir müezzin kadar kim uçurabilir kederini 
    Yüksek korkuluk: ömrün kadar uzundu kederin 
    Geç kaldın ötekilerce ezberlendi kanatsız mevsim

    Kitapların bilmediği kuşlar gibi yaşadın
    Kaldığın iki şık arasında kaybettin kimliğini
    Bunları hep bakmadan söyledim bu kitabı 
    Bakmadım yoktu zaten hiçbir kuşun soyadı

    Gizli hünerlerini ağlarken gösteren kapı
    Manşetlere bakınca iş bırakan üzgün eczacılar 
    Evden çıkarken omzundaki kuşları kontrol eden sen 
    Yeni bir ölüm buldun saklayacaksın eskisinin yanına mı

    Hayır burada üzgün eczacı yok özür dilerim
    Üzgün seçim üzgün tekrar üzgün şehirlilik 
    Özür dilerim hâlâ sevinçten bir ada var 
    Ne iyiydik dedi kuşlar genç mezarları beklerdik

    Erken geldin kuşlar kendi yükseğinden düşerken
    Giriş katta görünmeyen iyilik reddederken yukarıyı
    Yetişemedi bizim kuşlar yine asansör hızına 
    Öldüler gelmeden ölümün resmi sonuçları

    Nerede bulut nerede yağmur 
    Ölüm ilanıyla kayıp ilanı arasındaki fark 
    Birinde bulutlar gelir yağmur yağar 
    Birinde yağmur gelir yağar bulutlar.
    Devamını Oku




    Üzülmedim Diyemem

    I
    ey aşk, yaptığını beğendin mi:
    yetimler gibiyim ziyafetten aç dönen
    ters yakılan sigara, hemencecik söndürülen-
    yoksulluk ile vakit geçer mi…

    uyanmış kalmışım, nasıl bir şey bu
    toprağa baktım, yerinde yoktu;
    şiirden aşağıya attım kendimi
    düşerken düşündüm, ölmesem mi.

    anlatıyorum, hiç konuşmadan,
    buğdayın içini dökmesi gibi…

    II
    bugün dalgınım, dün de dalgındım
    aç bile değildim aynaya bakmasaydım
    dünden kalmış yemekleri yerken ki gönülsüzlük
    gibi burdayım…

    burayı sevmiyorum, bahsetmişimdir.
    unufak olmak iyidir olmamaktan
    yarabbim bilir
    bu bozuk güzellik, kalbimi yoran…

    bir sandalye çektim zor günlerin altına
    ah ama,

    kimse yüz vermiyor bana, sandalye bile
    beni çağırıyor, yarım kalan ne varsa
    bana düşüyor, her yağmur tanesini
    suya götürmek, o serin ırmaklara

    öyle ya

    bir almanı herkes tanır, miğferi varsa
    moskofu da tanırlar, yatıp uyumamışsa
    bunları şunun için anıyorum burada
    kim tanır beni, şaşkınlığım olmasa

    bağırıp duruyorum denizin ortasında,
    su buradan ne kadar uzakta…

    (Kırklar, 9)

    Müzik: Göktuğ Çelik - Paola
    Seslendiren: Furkan Özdemir
    Devamını Oku




    Özlem Öğretmenin İçinin Elvermediği Kelimeler
    Önceleri beni dağlar çağırmaya başladı.
    Ters lalelerin ezildiği dağlar.
    Hükümsüz kuşların yuva yaptığı ve
    Kurşunların dans ettiği dağlar Özlem onlar.
    Suretimin kaybolduğu bir iklimde.

    Zengin bir iştahla koşuyorum sana.
    Bir koşmak ki nice atların helak olduğu.
    Bunun delilik olduğunu mu söyledin?
    Şeker karıştırılan bardakların
    Seni hatırlatmasının delilik olduğunu.

    Linç edilmeye hazır bir polistim ben.
    Elinde sadece kalbi kalmış bir hırsız,
    Vicdanı körelmiş bir savcı,
    Ruhunu satmış bir hakim,
    Ve adını kaybetmiş bir gardiyan.

    Ellerim ve parmaklarım kanla dolmuştu
    Bir temmuz gününün öğleninde.
    Ellerim yaralar içindeydi.
    Ellerim ve parmaklarım dikenli bir gül gibi
    Sahibini arıyordu.

    Masum bir sincabın kalbiydi kalbim.
    Kalbim cansız bir kediydi Özlem
    Yaşamayı bir türlü öğrenemeyen.
    Kalbim ıssız bir ormandı
    Hiçbir baltanın değmediği.

    Korkuyorum sevgili öğretmenim
    Korkuyorum kanatlarım asla ıslanmayacak diye.
    Melekler okşamayacak ruhumu kanatlarıyla
    Turuncu bir ateşle yanmayacak sobam 
    Ve kuşlar kaldırmayacak bir daha beni sabah namazına.

    O hayat dolu gözlüklü bakışların altında
    Hiç söylenmemiş sözler yatıyordu.
    Sevdiğim, Özlem. Göller nefesini kıskanır.
    O yüzden dalgalanır delicesine.
    O yüzden küser ve gider her sonbaharda.

    Can sıkıntısından değildi bir şehrin caddelerini arşınlamam.
    Sabah namazlarını Reşadiye'de kılıp
    Evinin yolunu hafızama kazımam.
    Yürü Özlem yürü.
    Binlerce mültecinin taşlarını eskittiği sokaklara yürü.

    Artık bir şeyler söyle yorgun adamın kızı.
    Ölülerin yaşadığına dair inancım
    Her sabah aynaya baktığımda daha da artıyor.
    Harcı değil her insanın ölümü çağırmak şüphesiz
    Fakat kıpkırmızı bir ateş sardı her tarafımı.

    Oğlaklar can veriyordu her yürüdüğünde.
    Bir deri çanta oluyordum çantan omzunla buluşunca.
    Bir çift eldiven gibiydim ellerin üşüdüğünde.
    Ve fotoğraflar anlamını yitiriyordu
    Gözlerin gözlerimin menzile girdiğinde.

    Gelmeler hiç bu kadar anlamlı olmadı hayatları boyunca
    Bir merdiven başında yahut bir kahve fincanında.
    Yalova'dan geçen trenler, 
    İzmir'de bitiveren dikenler,
    Hiç bu kadar anlamlı olmadılar.

    Lambaların hiçbirinden eser yok o Temmuz akşamından beri.
    Nedendir bilinmez o kitapların yırtılması
    Bu güzel şiirlerin okunmaması.
    Sözlerin hep böyle yavaş mıdır Özlem?
    Bir ıslahevinin kadrolu öğreticisi gibi.

    Umudumuzu kırk kilitli sandıklara gömdük.
    Dağların çepeçevrelediği şehirlere sığınıp,
    Hatıraları gizleyecek depolar aradık.
    Şahin'in kalbi kapkaranlık öğretmenim.
    Uçmayı bir daha beceremeyecek.
    Gemileri yanacak ve
    Bir Temmuz gününün ortasında kalakalacak.

    Nuri Şahin. 

    Seslendiren: Furkan Özdemir
    Müzik: Ayrılık - Selda Bağcan
    Devamını Oku




    Seni seviyorum!

    Okulun koridorlarında yürürken başını yerden kaldırmamanı seviyorum. Ürkek adımlarla dolaşmanı, her an başına bir kötülük gelecekmişçesine tedirginlikle yürüyüşlerini, öğrenci eylemleri başladığında gözlerinde biriken korkuyu, iki kızın dışında arkadaş edinmemeni seviyorum. Ablalarına olan saflık derecesindeki bağlılığını seviyorum. Kendi ayaklarının üzerinde kaldığında düşme korkunu, erkeğinin sana sahip çıkması gerekliliğine ilişkin düşüncelerini, derslerin bittiğinde kantine takılmayışını, annenle babana hayatın boyunca yalan söylemeye cesaret edemeyişini, ya da aklına bile gelmemesini seviyorum. Seni seviyorum! Çantanda gezdirdiğin islami kitapların üzerini gazete kağıtlarıyla kaplamanı, makyaj değmemiş yüzünün çocuksuluğunu, notlarını koyduğun dosyayı göğsüne bastırıp taşımanı, hızlı hızlı konuşmanı, politikadan anlamayışını, malayani sayıp müzik dinlemeyişini seviyorum. Yemekhanede, erkeklerle yan yana yememek için uzun uzun oturacak müsait masa aramanı seviyorum. Bir nakışın başında saatlerce oturabilecek olmanı, misafirliğe gitmeden saatlerce önce tatlı bir heyecana kapılabilecek olmanı, babanın iş dönüşünde yemeğini getirebilecek olmanı seviyorum. Çocuğunla saatlerce bıkmadan oturup konuşabilecek olmanı seviyorum. Politik ve edebi toplantılardan hiçbirinden haberdar olmayışını, evinin ve okulunun ve birkaç yakın tanıdığının oturduğu semtler dışında etrafı bilmemeni, arkadaşınla bazen alışverişe çıktığında yanından ayrılmamaya özen göstermeni, ani bir gürültüde kuş gibi irkilmeni seviyorum ben. Memleketteki ana anneni telefonla aradığında yüzünde beliren sahici gülümsemeyi, sevinci, heyecanı seviyorum ve akrabalarına olan düşkünlüğünü... Defterini özenle tutmanı ve dikkatli yazmanı, kırtasiye eşyalarını renkli ve süslü almanı seviyorum. Kalemini, defterini, kitaplarını getirmeyi asla unutmamanı, derslerine devamsızlık etmemeni, her söyleneni önemsemeni seviyorum. Erkek arkadaşlarında söz etmeye başlayan arkadaşlarının yanından, utanıp konuyu değiştirmeni, tavsiyelerde bulunmanı ve sonra içten içe ilgi duymanı seviyorum. Sonra da hemen yüzünün kızarmasını, evet yüzünün çok çabuk kızarmasını seviyorum. Sık sık başörtü düzeltmeni, kimseye sözünü etmediğin hayallerini, her gece yatmadan tekrar tekrar aklından geçirmeni seviyorum. Senden umulmadık ölçüde hayallerini genişletebilmeni, annene ne düşündüğünü hissettirecek acemi sorular sormanı, yaşlı kadınları usanmadan dinleyebilmeni seviyorum. Açıkçası seni sadece okulda gördüm ve hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Tüm bunların olabileceği hissini uyandırdığın için seni seviyorum. Böyle birini sevmeye ihtiyacım olduğu için seni seviyorum. Baş başa kaldığımda Mona Rosa’yı bir kıza okuma ihtiyacım için sevdim seni... Karşılaştığım ve konuşabildiğim anda okuyabileceğim daha çok şiir var aklımda ve artık konuşmalıyız. Çünkü şiirler ağırlık yapıyor zihnimde...

    - Konuşmayı kabul ettiğin için sağol.

    - Ne diyeceksin?

    - Şeyy... biraz yalnız kalabilir miyiz? Arkadaşın izin verirse...? - Kusura bakmayın tek başımıza kalmamız caiz değil. O da olsun.

    - İyi de okulun içindeyiz, tek başımıza değiliz zaten. Bir sürü insan var etrafta.

    - Olsun yine de kalsın. Ondan bir şey saklamıyorum nasıl olsa...

    - Peki... şey... çok güzelsin..

    - Böyle şeyler söylemeyin lütfen!

    - Aslında... seni seviyorum ben.

    - Ne diyorsunuz? Bunları duymak istemiyorum!

    - Kötü bir şey söylemedim ki. Seviyorum yani... evlenmek niyeti işte! - Böyle olmaz bu işler. Birilerine iletirsiniz oturup öyle konuşulur. Benim de danışacağım insanlar olur.

    - Kızım sen aptalın! Sen var ya harbiden salaksın! Seni hayatında karşılaşabileceğin en gerçek ve kutsal eyleme özne yapmaya çalışıyorum ve sen hala farkında değilsin. Neler kaçırıyorsun biliyor musun?

    - Ne biçim konuşuyorsun?

    - Evet öyle konuşuyorum. Sen salaksın kızım! Benim aşkıma özne olma şansını kaybettin. Sümsük bir herifle hayatını geçireceksin. Tüketeceksin kendini. Mutfakta sürüneceksin. Sana bir tek gece şiir okumayacak. Bunu sen istedin. Hak ediyorsun kızım, senin gibiler hak ediyor bunu. Biraz cesur ol kızım, ben iyi bir insanım, senin için olabileceklerin en iyisiyim.

    - ...

    - Kaybettin! Cidden kaybettin. Acımıyorum sana bunu seni istedin. Git sümsük bir herif bul. Hatta ablaların bulsun sana...

    - !!!

    - Aşk diye bir şeyi ölsen de öğrenemeyeceksin bundan sonra. Hadi eyvallah!





    Seslendiren: Furkan Özdemir

    Müzik: Mohsen Namjoo - Rûberû


    Devamını Oku


    Aliya İzzetbegoviç'i tanıdıktan sonra onu dedem olarak gördüm hep. Bir insanın dedesi nasıl ki torununa sakince ve samimice öğüt verir bende çoğu dersimi dedem Aliya'dan aldım. Hapishanede yazdığı kitabı, Bosna savaşındaki mertliğini ve dünyaya dair görüşleri benim ufkumu açmıştır.

    Sen geldin ve toplayıp münafıklığımızı yüzümüze vurdun.

    Oysa ne güzel terketmiştik dedelerimizin sakal ağarttığı o demleri.

    Hayamızı, öfkemizi ve Medine'de keçelere sardığımız tren gürültüsünü.



    https://www.youtube.com/watch?v=avCP5O-K0f8
    Devamını Oku
    Devamını Oku
    Devamını Oku




    Ruslarla çarpışırken bir savaşçının yapabileceği en tehlikeli karar...

    Daha fazlası için hayatını mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum.

    Bugün Şeyh Şamil'in vefat yıldönümü olduğu için böyle bir anekdotunu tamamen doğaçlama anlatmak istedim.



    1797 yılında

    Gimri’de dünyaya gelmiştir.

    Gençlik yılları ilim tahsiliyle geçer. Arkadaşlarıyla birlikte gittiği Bağdat'ta, meşhur Mevlana Halid-i Bağdadî'den dersler almıştır.



    Dinî ilimlerin yanında; edebiyat, tarih ve fen bilimlerine ait derslerle eğitimini tamamlamıştır. Bundan dolayı o artık adının başında bir de "Şeyh" ünvanı taşımaktadır.



    ŞAMİL;

    Adı; lûgatlardaki "kahramanlık", "cesaret", "fedakârlık", "yiğitlik" gibi pek çok kelimenin yerine kullanılabilir.



    HAYATI;

    İki kelime ile özetlenebilir;

    “İlim” ve “Cihad”









    şeyh şamil

    şeyh şamilgillerdeniz

    şeyh şamil oyunu

    şeyh şamil kafkas dansı

    şeyh şamil osman öztunç

    şeyh şamil dansı

    şeyh şamil rap

    şeyh şamil marşı

    şeyh şamil kimdir

    şeyh şamil şiiri

    şeyh şamil müziği

    şeyh şamil çizgi filmi

    şeyh şamil akordiyon

    şeyh şamil aykut kuşkaya

    şeyh şamil alperen

    şeyh şamil azeri

    şeyh şamil ailesi

    şeyh şamil ayna

    şeyh şamil at

    şeyh şamil - alecate sevani

    şeyh şamil çetin akdeniz

    şeyh şamil belgeseli türkçe

    şeyh şamil basayev

    şeyh şamil bu gece benimsin

    şeyh şamil belgeseli

    şeyh şamil belgesel

    şeyh şamil bant tiyatrosu

    şeyh şamil ceylan

    şeyh şamil cevap

    heredot cevdet şeyh şamil

    ilk cemre şeyh şamil

    canan anderson şeyh şamil

    şeyh şamil dans

    şeyh şamil düğün

    şeyh şamil diss

    şeyh şamil dinle

    şeyh şamil destanı

    şeyh şamil diss sagopa

    durul gence şeyh şamil

    karslılar düğünde şeyh şamil

    şeyh şamil ezgisi

    şeyh şamil enstrümantal

    şeyh şamil esin engin

    şeyh şamil ezgi

    ekmek teknesi şeyh şamil

    şeyh şamil filmi

    şeyh şamil film

    şeyh şamil çizgi film

    şeyh şamil gitar

    şeyh şamil giller

    şeyh şamil hayatı

    şeyh şamil hakkında

    şeyh şamil heredot

    şeyh şamil hikayesi

    şeyh şamil hızlı

    şeyh şamil ilahisi

    şeyh şamil ilkokulu

    şeyh şamil izle

    şeyh şamil imam hatip ortaokulu

    şeyh şamil istanbul

    şeyh şamil oyunu izle

    şeyh şamil kafkas

    şeyh şamil kafkas müziği

    şeyh şamil kafkas kartalı

    şeyh şamil kadıköy

    şeyh şamil keman

    şeyh şamil kars

    şeyh şamil kadir mısıroğlu

    şeyh şamil kafkas oyunu

    şeyh şamil lisesi

    şeyh şamil lezginka

    şeyh şamil müziği remix

    şeyh şamil music

    şeyh şamil melodika

    şeyh şamil müziği sözlü

    kafkas şeyh şamil müziği

    kadir mısıroğlu şeyh şamil

    şeyh şamil çerkez müziği

    kafkas müzikleri şeyh şamil

    şeyh şamil nasıl oynanır

    şeyh şamil ozan ünsal

    şeyh şamil ortaokulu

    şeyh şamil oyunu düğün

    şeyh şamil oyunu kars

    şeyh şamil oyun

    şeyh şamil oyun havası

    şeyh şamil pancar tarlası

    şeyh şamil piyano

    şeyh şamil rus çarına cevabı

    şeyh şamil remix

    şeyh şamil radyo tiyatrosu

    şeyh şamil rock

    şeyh şamil sagopa diss

    şeyh şamil sözleri

    şeyh şamil sözlü müzik

    şeyh şamil sözlü

    şeyh şamil saz

    şeyh şamil sansar

    şeyh şamil türküsü

    şeyh şamil torunu

    şeyh şamil tgrt

    radyo tiyatrosu şeyh şamil

    pancar tarlası şeyh şamil

    şeyh şamil yeditepe

    osman öztunç şeyh şamil zemahşer

    şeyh şamil 1
    Devamını Oku


    Bir adam vardı yok saymaya



    Alışkın terazilerin ölçüsüz



    İşlerinden arda bıraktığı



    Bozuk bir para gibi vakitsiz



    Cebi delik pantolonlardan



    Ağır ağır düşmeyi bekleyen







    Bir adam vardı öyküsü uzun



    Tutunacak dalları kırık



    Düşe kalka yolunu bulan



    Lüzumsuz, ortada kalabalık



    Kiminle kalktıysa onunla düşmüş



    Bitap kemikleri vücudundan







    Bir adam vardı kimsesiz



    Yetim, tatsız düşlere bulanık



    Dimağında sığ düşünceler geçitsiz



    Huzura kepenk kapatır adında



    Görmez asrın sildiği yüzleri



    Görünce görmemişin hakkını



    Haksızlığından dolanır sözler







    Bir adam vardı yoktu aslında



    Gözlerden kayıp gider yıldızlar



    O zamana takılınca izinden



    Suya yazardı ismini güneşin



    Mat bir cisme odaklarında



    Saklanırdı zıt kutuplar



    Onunla yorganların altına







    Bir adam vardı bilmem var mıydı ?



    Gerçekten gölgesinden uzun aşarak



    Zirvelerini çetin doruklarında



    Uzandı eliyle insanların uzanamadığı



    Uçsuz bucaksız gönlün yoluna



    İşte “O” vardı gerçekten anlıyorum



    Hikaye değildir umarım anlatılanlar







    Bir adam vardı belki de o bendim



    O, sırlara ulaşmaya adayan kendini



    Kendinden uzak kelimelere yakın



    Hisleri içinden uzanarak kağıtlara



    Dillere düşmeye alıştırmadan ruhunu



    İşte bir adam vardı sizin hep yok



    Saymaya alıştırdığınız bir adam. Vardı.



    Şair: Süleyman Yılmaz

    Yorum: Furkan Özdemir

    Müzik: Erday Güney - Gider Olduk
    Devamını Oku




    I

    içimden dedim beraber yürüyelim olur mu

    varsın gölgemiz olsun hüzün

    dilediği gibi uzatsın canevimize ayaklarını

    varsın annemiz olsun tütün

    hayat daha sert vursun yumruklarını



    II



    içimden dedim ilmeği kaçmış bir hayat bizimkisi

    nedir alnımızdan öpmek için izimizi süren

    kalmış mıdır kalesi düşmüş bir şehrin cazibesi

    nedir yalnız bize yakışan bu serüven



    bu serüven ki

    bizden biri yaptı sırtımızdaki hançeri

    ve terketti bizi huzur denen sevgili

    kalakaldık, şaşkınlığın avuçlarında

    billur bir kuş gibi



    III



    içimden dedim gömülü bir ırmağın yalnızlığıdır bu

    beraber yürüyelim olur mu…



    İbrahim Tenekeci



    Seslendiren: Furkan Özdemir













    ibrahim tenekeci

    ibrahim tenekeci ulu orta

    ibrahim tenekeci şiirleri

    ibrahim tenekeci mırıldanmalar

    ibrahim tenekeci ödül

    ibrahim tenekeci üzülmedim diyemem

    ibrahim tenekeci ödül töreni

    ibrahim tenekeci beraber yürüyelim

    ibrahim tenekeci düş ve dua

    ibrahim tenekeci klark

    ibrahim tenekeci edebiyat ödülü

    haşmet babaoğlu ibrahim tenekeci

    bibliyofil ibrahim tenekeci

    makam arabası ibrahim tenekeci

    mola ibrahim tenekeci

    serdar tuncer ibrahim tenekeci

    ibrahim tenekeci yılın edebiyatçısı
    Devamını Oku
    Devamını Oku
    Newer
    Stories
    Older
    Stories

    Hakkımda

    Furkan Özdemir

    Bir Abdullah olarak bu dünya için iddiası olmayan, şiir ile şifâ vermeye çalışan bir insan.

    Bizi takip edin

    • youtube
    • twitter
    • instagram

    Etiketler

    18mart abdurrahimkarakoç ahmettelli alilidar annem aslindasenicoközledim asyaicinhenuzvakitvar aşkrisalesi azerbaycan birazdakitaplarseniokusun bulmakşiiri cahitzarifoğlu cahitzarifoğluşiirleri cemalsüreya çanakkale çanakkalezaferi çocuklaraders dilburansiiri dinleyinçocuklar durmuşkavcar edebisözler erdembeyazıt Evrensel Mutluluk Mücadelesi furkanozdemir furkanözdemir halepölüyor hareketli instagram hikayeleri hisseyab hocalikatliami holofira huzur hüznünkuşları hzali hzaliyemektup ibrahimtenekeci ibrahimtenekecidilburan ikimehtaparasında incidakikaları instagram hikayeleri ismetözel kemalsayar kemalsayarsiirleri kitapsözleri kuşkoysunlaryoluna masal masalsiiri mehlikasultan mehmetakifersoy mehmetakifersoyhatıraları meneksebekleyisleri monarozasiiri naat nazimhikmet necipfazılkısakürek nilgünmarmara ölümrisalesi sabahşiiri serçekuş sezaikarakoc sezaikarakocmasal sezaikarakoç siir siirler siirsokakta sitareşiiri sohrapsepehri story storyindir süleymançobanoğlu şiirdinle şiirler tarıktufan tariktufan tekfurunkızı tekkarebirfilm tubakucuk uçuşkorkusu uluorta unutamadığım vera yahyakemalbeyatlı zaman ziyagökalp zülfikar

    İlgili gönderiler

    Blog Arşivi

    • Aralık (1)
    • Ekim (1)
    • Eylül (2)
    • Ağustos (2)
    • Nisan (2)
    • Mart (1)
    • Şubat (6)
    • Ocak (1)
    • Aralık (1)
    • Kasım (10)
    • Eylül (31)
    • Kasım (4)
    • Ekim (3)
    • Eylül (2)
    • Temmuz (18)
    • Nisan (5)
    • Mart (7)
    • Şubat (12)
    • Ocak (7)
    • Aralık (9)
    • Temmuz (1)

    En popüler

    • Mahmud Derviş - Defolun Gidin
    • Nazım Hikmet Ran - Nikbinlik #tbt

    Created with by BeautyTemplates

    Back to top