Temmuz 18, 2017
Açalım gonca-i kalbi gül-i handan edelim"
Bâki'nin yukarıdaki dizeleri gibi içimizin hep bahar köşesini gülistana çevirmek lazım. Miadımız dolmadan miladım olarak başlatılan İnci Dakikaları müsait vakitler belirlenip yayınlanacaktır. O kadar çok şiir isteğimiz oldu ki sadece şiir seslendirmekle uğraşmayıp burada yayınlanana kadar bütün her şeyini halletmeye çalışıyorum :) İyi dinlemeler umarım gönlünüzün bir köşesine dokunabiliriz.
İlk şiirin sözleri;
Çölde Gizli Bezginler
Bir çiçek bahçesinde geceye durgun kalışın yağmur sıcağı gibi
öptüm sonsuz gidişinden. Saçlarının seyriyle seni
yolları aşklara davul çalıp çağrılmış yalnızlarla dolduran
akrepleridir duygunun. Karanlık ordulara güneşsiz sokulan
bunlar canlanınca ne ateş kirli taşlar ne böcek
şakakların sıcağında kuytu bir büzülüp ölecek
sabahsız kuşlara koşarsa durur mu evreni omuzlarında
bahar şenlikleriyle. Sürdüren ellerini yangın borularında
şaşkınlıkla başladı bu atlar bu savaşlar insan buluşlarından
burda biter düğün. Gidilir mi evin soğuğuna çölün sıcağından
gemilerimiz saklanır. Ağzımızda bir aşk kaçışı vardır buluşmaların
saplandık tadına. Durduk alnında yüreğe vuruşların
yollar sellere gider. Açılır parklar artık kuşlar dağılır
bir aşkı gözyaşlarıyla bulvara çağırmak hiç keseye mi kalır
çizildi yalnızlar. Senin gelişin ne de süvari köprünün diplerinde
geçer üstümüzden yağmur alan donanmalar. Kürek sesleriyle
koşu bitince aşk bir yorulmadır kaçılmaz kırbacından
sayılır günü geçmiş anlar boşalan hangi tüfeğin arkasından
oturur iki bakış ormanından gerilip bir masaya kollar
uzayıp uzaya giden akrebe katlanıp zincire gelmeyen yolcular
bu bizim sesimiz denizlere ateş gibi eller açılır ortasından
su konuşmaz toplanmaz kuşlar. Ne kazandık yaşamamızdan
biz harcandık anam hem kelimesiz kapandık
sevgi ektik. Sonsuz seçtik. Beğendik. Ama toprağı kazandık
sevinçle kaçın kurtulun ölümlerinizle. Yalnızlıkla ben kaldım
sevindiniz işte alın koşturun. Aha size son atım…
Cahit Zarifoğlu
İkinci şiirin sözleri;
BİR
- Katışıksız bir dilek dile
Kestirmeden sonsuzluk diliyorum. Oluyor. Ama
Saatlerdir insanım, akşamsa üç gün sonra
Acılarımı bilgilerimle yüzleştiriyorum
Çocukları ihtiyarlarla yüzleştiriyorum
Yüzümü gökyüzüyle
Çıkarken yokuşunu varoluş çizgisinin
Zaman tamircilerine uğruyorum
Herkes aynalarından bir sonsuzluk öğrenir
Nazlanarak geçerken yaşam öğleleri
Bazı sevinçlerin tıpkısıysa bazı acılar
Ödüller almışımdır gece bekçilerinden
Yara biriktirerek sağlıklara ermişsem
Zencileri tek seven güneş benim demektir
İKİ
- Ne istiyorsun insan
Bana bir fırtına ver ey bezirgân
Sonra hemen gitmeliyim
Yarım sessizliğimi eksiksiz ezberlemeliyim
Bezirgân günlüğünü yazarken sokaklarda
Sıradan çılgınlıklarla dans eder ahalisi
Eşekleri, cesetleri, gözlükleriyle çoğun
Yeni öcüler getirir çocuk akıllarına
Çoğu da gökyüzüyle bir şemsiye değişir
Beyaz üzerine şişman davranan
Ey bezirgân
Savaşçıysak,
Gerçi silahlarımız paslı, atalarımız ölmüştür
Balıksak,
Denizimiz sökülmüştür
Söküklerden yeryüzü dolarken ağzımıza
İnsansak,
Çok uzağız eski iyi dostlarımıza
ÜÇ
Ey bezirgân
Yarın pazar ertesi
Ve sokaklarda dans etmek yasak
Ölüm törenleri de, topluca hüzünlenmek
Yarın bir deli meydanda fıkralar anlatacak
Herkes
Yanındakine baka baka soyunacak
Soyuna soyuna yitip gidecek
BİR
- Katışıksız bir dilek dile
Kıyamet.
Osman Konuk
0 yorum